Tahran’dan İran’ın Kuzeydoğu ucuna, Gorgan şehrine gitmek otobüs ile 5-6 saat sürüyor. Bu yol üzerinde Mazandaran eyaletinin baş şehri Sari kenti de var. Ama Gilan eyaletine Reşt şehrine gidenler burayı atlayabilirler. Mazandaran Gilan’a nisbeten daha fakir bir eyalet.
Benim başkent Tahran’dan sonra ziyaret ettiğim Gorgan şehri de Mazandaran (Teberistan) bölgesi gibi gelişmemiş. Gorgan ve Gulistan bölgesi görmeye değer mi, bilmiyorum. Benim görmeye değer bulduğum bir kaç nedenim vardı:
– Bu bölge Türkmenlerin çok olduğu bir yer. Gelmişken İran Türkmenlerini de görmekti arzum.
– O bölgede, İslam mimarisi açısından büyük öneme sahip olan Künbed-i Kabus bulunuyor. İlgilisi için görülmesi gerekir.
– Bir de Seyyit Şerif Cürcani’nin memleketidir.
– Ve orada bulunan arkadaşların davetlisi olarak gitmek cazip geldi.
Gorgan:
Gülistan eyaletinin genelinin aksine Gorgan’da Türkmen nüfüsu çoğunluk değilmiş. Türkmen şehirleri daha çok sınıra yakın bölgedeymiş. Gorgan İran’ın çoğu şehri gibi Şii temanın hakim olduğu bir şehir. Aynı zamanda Reşt gibi aşırı rutubetli bir şehir. Şehir merkezinde görmeye değer ilginç bir yer veya tarihi bir yapı yok.
En güzeli bu şehirde internet üzerinden tanıştığım arkadaşlarıma kısa süreliğine de olsa konuk olmak oldu.
Gorgan’da üniversite okuyan arkadaşlarımı tanıtayım; 4 kişilik ev arkadaşları. Sayyad, İran Azerisi, Naqade’li. Saleh, Kermanşah’lı bir Kürt, ama Sünni ve Sorani (not:Kermanşah ağırlıklı olarak şii ve Kelhoridir). Aghil ve Davoud ise Horasanlı Kürtler, Kurmançlar. Kurmanci lehçeleri Türkiye Maraşki Kürtçesi gibidir.(Maraşki; Maraş, Adıyaman, Malatya, Sivas ve Elazığ Kürtçesi).
Şehre vardığımızda sadece internet üzerinden konuştuğumuz bu arkadaşlar bizi bekliyorlardı. Evlerine varıp onların evde hazırladıkları öğrenci-usulü yemekleriyle midelerimizi doldurduktan sonra biraz istirahat ettik. Sonrasında ev sahiplerimizle şehrin dışındaki serin piknik alanına gittik. İran’daki en güzel çayı orada içtim. Çoban usulü bir çaydı. Onlar ormana ‘cangıl’ diyorlar. Bu cangıl turu iyi geldi gezimize. Biraz mola oldu.
Aghil ile Yelda Abbasi başta olmak üzere Horasan Kürt müziğinden bahsettik. (Yelda Abbasini albümünü şu blogda dinleyebilirsiniz) Kurmanci şiveleriyle hikayeler, deyişler anlattı. Şivelerini çok iyi anlıyordum. Elazığ ve Malatya Kurmancisi ile aynı.
Bu şehirde bize taksi parası dahil hiçbir masraf ödettirmeyerek mahcup ettiler. Bilmiyorum aynı misafirperverliği biz yapabilir miyiz? Vedalaşıp bir sonraki şehre Gonbed’e taksi çağırdıklarında onun da parasını ödemişlerdi. Amerikan kapitalizmi bu ülkeye ulaşmamış m? Nasıl yüz-yüze ilk defa tanıştığı birilerine bu denli hizmet ederler ki?
Teşekkürler…
Horasan Kültürüne Karşı Irkçılık
Gorgan’dan Türkmenlerin şehrine, Gonbed şehrine taksi ile gittik. Tuhaf bir şey ile karşılaştım takside. İlk bindiğimizde taksici bize müzik açtı. Sıradan İran-pop müziğiydi. Biraz Farsça sohbet ediyorduk ki şoförümüz benim kırık Farsçamdan olacak yabancı olduğumuzu anladı. Hemen müziği değiştirdi: Horasan müzikleri çalmaya başladı. Şoförümüz Horasan’lıymış. Neden başta açmadığını sordum. Horasan kültürüne karşı ırkçılık yapıldığını, İranlıların böyle şeyleri duymak istemediklerini söyledi. Tuhaf. .
O zaman aç sesini müziğin!
Haj Gorbani bitiyor… Yelda Abbasi başlıyor… geleneksel Horasan dotarı eşliğinde…
Sonra Gonbed Şehri…
Burası çoğunluğu Türkmen olan bir şehirdir. Aynı zamanda Sünni bir şehirdir. İsmini içindeki tarihi yapıdan, Kabus Kümbetinden almış. Bu kümbet en eski ve en uzun kümbetmiş. İslam Mimarisi açısından önemli bir yeri varmış.
Bu şehirde de bizi bekleyen birisi vardı. Gorgan’daki misafirperver arkadaşlarımızın bir arkadaşı gonbed’li imiş ve şu an evindeymiş. Ona ulaşmışlardı o bizi bekliyordu. İsmi Edris, Sünni bir Türkmen.
Edris ile beraber Künbed-i Kabus’a çıktık. Edris ile uzunca sohbet ettik. Tebriz’deki Rıza’nın yaptığı Sünni yakarışını yaptı; Bu ülkede Sünnilere iyi davranmıyorlar, gitmek istiyorum bu ülkeden.
Edris’in okulu yeni bitmiş. Askere gitmesi gerekiyormuş. Uzunca bir askerlik süresi öncesi psikolojik bunalım yaşıyor. Kime hizmet edeceğim, bize zulmeden mollalara mı? Ağlamaklı oluyor hep.
O gece fazla oyalanmadan İran’ın doğusundaki uç şehre, Meşhed’e geçmeye karar verdik. Böylece vardığımızda sabah olmuş olurdu.
Masum Edris bizi uğurlamak için terminale götürdüğünde o korkunç misafirperverlikle tekrar karşılaştık. Şehirdeki taksi paralarımızı ödemesi yetmezmiş gibi bizim otobüs paralarımızı da vermeye çalışıyordu. Bir çekişme falan yaşadık o arada. Zor ile çektik dışarı bilet yazıhanesinin önünden. Otobüs hareket etmek üzereyken el sallamak için onu arıyordum dışarı bakarak. Bir baktım ki elinde büyükçe bir poşet otobüsün içine geldi. ‘Yolda yersiniz’… bu kadarı da fazla…
Bir insan neden böyle bir şey yapar ki. Edris’i internet üzerinden dahi tanımıyordum. Sadece arkadaşları telefon etmişlerdi yardımcı olması için.
Teşekkürler Edris…
Not: Büyük İslam alimi Seyyid Şerif Cürcani’den bahsetmedim. Çünkü Şii olgusu birçok Sünni geçmişi silip süpürmüş. Cürcani ile ilgili sadece Cürcan diye bir kasaba kalmış. Şerif Cürcani bilenini araki bulaki… Ya sen, sevgili okur tanır mısın Cürcani’yi ?
Cürcani Timur zamanı büyük alimlerindendir. Aynı devrin diğer büyük alimi Taftazani ile girdikleri büyük ilmi yarış ile meşhurdurlar. Timur bir gün bunları huzurunda kapıştırır. Hangisinin ilmi daha üstün diye. Yenişemezler. Ancak Cürcani’nin biraz üstün geldiği söylenir. Ve bunun üzerine Taftazani gurur yapıp o diyarı terk eder. Denir ki Taftazani ondan sonra Anadolu’ya veya Endülüs’e gitmiştir.
Her ikisinin de ruhları şad olsun…
İran Seyahatimizin Devamı:
Omer Dogan
Latest posts by Omer Dogan (see all)
- Cebu (Filipinler) Seyahat Rehberi - 29 Ocak 2023
- Cami Mimarisinde Kubbe ve Minare Artık Gereksiz mi? - 30 Eylül 2022
- Pandemi Sürecinde Yapılacak En Güzel Aktivite: Dağ Yürüyüşü (Seul’de Dağ Yürüyüşü için En Güzel 4 Rota) - 28 Kasım 2020
- Çocuğunuza Chopsticks ile Yemek Yedirmeniz için 4 Neden. Chopsticksin Faydaları - 25 Eylül 2020
- Endonezya Gezi Notları 2 – Dünyanın En Korkunç Yanardağlarına Sahip Bölge; Toba - 25 Aralık 2018
2 yorum
Omer Dogan · 17 Ağustos 2016 05:46 tarihinde
maalesef orada da bulamadık. safevi öncesi sünni alimlere dair bellek bilerek veya bilmeyerek unutulmuş iran’da.
ahmet ihsan candaş · 16 Ağustos 2016 19:27 tarihinde
daha sonra şerif cürcani’nin kabrini ziyaret edebildiniz mi ? sanırım şirazda olsa gerek. ben de 27 ağustos’ta iran’a gideceğim inşallah.