Urmiye’den Tebriz’e eski model bir otobüsle gittik. Daha sonraları alışacağımız seyahat kurallarını ve kırsal yerleşim alanlarını izlemekle geçen bir yolculuk oldu. Her ne kadar Refik Halit’in ‘Eskici’ adlı öyküsünde anlattığı minvalden; ” … Uçsuz bucaksız çölde peşi sıra yürüyen hayvanlar vardı; sessiz, ağızlarında bir şeyler çiğneyerek, usulce, küskün küskün yol alıyorlardı…” gibi bir deve kervanıyla karşılaşmamış olsak da, harici biladdan birisi için gayet ilgi çekici şeyler hiç de az değildi. En ilginçlerinden;

İlk gözüme çarpan şeylerden birisi; içinden yolun geçtiği köylerin dış duvarlarında veya yazı yabandaki herhangi bir metruk duvarda, daha doğrusu tüm duvarlarda olan grafiti tarzı, İranlıların kullandığı Arap alfabesiyle yazılmış yazılar… Bizdeki siyasi siyasi sloganlara benzemiyordu ki olmazdı da kesinlikle.

Harici tedirginliğimizi atıp da birileriyle muhabbet ettiğimizde anlıyoruz ki onlar ‘modern reklamların evrimi daha tamamlanmamış versiyonu’ veya ‘başka bir gezegende evrimleşmeye zorlanmış’ reklamlarmış. Sırf o yazılarla ilgili bir çalışma yapmak için dahi bir defa daha gitmek isterim o diyarlara.

Bir diğer tuhaf şey, yolcuları direkt etkilemese de insan asabını bozucu türden. Orada yolcu taşıyan, küçük bir minibüs dahi olsa, yol boyunca her 15 kilometrede bir gelen kontrol merkezlerinde durup bir kaç işlem yapması gerekir. Bu durumda, içten gelerek İran rejimine sövmekte kimse size engel olamaz. Yalnız dikkat edilmesi gerekir ki Türkçe anlayan hayli ziyade Azeri vardır ortalıkta. Ki bunlar Şii mezhebinin ve rejiminin en  önemli unsurlarıdırlar. Bizdeki ‘Tek Millet’ salaklığına kanmayın sakın.Paykan İran - Seyahatya

Ve Tebriz’deyiz.… Terminalden şehir merkezine, taksi tutarak gitmek gerekir. Normal taksilerin yanında minibüs-taksiler de var. Eğer yalnız değilseniz normal taksi daha iyi olur. 1000 Tümene (yaklaşık 1.5 Lira) şehir merkezine gidersiniz.

Kalınacak yerler: Şehir merkezinde Firdevsi Sokak (Khıyaban-i Ferdowsi) diye bir yer var. Burası gayet uygun fiyata kalınacak yer bulabileceğiniz oteller sokağı. Biz ‘Asayesh Hotel’ i tercih ettik. gayet mütevazi olan otel için kişi başı 4500 tümen (yaklaşık 5.5 lira) ödedik.

Tebriz’deki otel fiyatlarına buradan bakabilirsiniz.

İran Tebriz - Seyahatyacom

Ve gezilecek yerler:

Yürüme mesafesinde olanlar; (Firdevsi Caddesinden)

  • Tebriz Kapalı Çarşısı. Çarşıyı gördüğünüzde canlılığına ve ihtişamına Türkiye’dekilere kıyasla kapılmayın. Çünkü benzerlerini ve çok daha güzel olanını Şiraz’da göreceksiniz.
  • Şairler Mezarlığı. Burada özellikle Şehriyar gibi Azeri şairlerle ilgili anıtlar ve kitabeler var.
  • Azerbeycan Müzesi. Görülmeye değer bir müzedir. Ama karıştırmayın aynı isimle küçük bir müze daha var. Küçüğüne gitmenize gerek yok. Biz karışıklıktan dolayı her ikisine gitmiş olduk.
  • Mescid-i Cuma. Her şehirde olan sadece Cuma namazları için tahsis edilmiş cami. Türkiye’den farklı olarak İran’da Cuma namazları her şehirde toplu olarak tek camide kılınır. Ve büyük kalabalıklar toplanır o gün oraya.
  • Mavi Cami (Diğer bir ismi Mescid-i Kubud). Burası önemli bir camidir. Her ne kadar büyük kısmı korunamamış olsa da çinileri özgün ve müthiştir. İran mimarisinin de önemli sembollerindendir. İlgisi olanların kesinlikle görmesi gerek bir yapı.

Tebriz Çarşısı - Seyahatya

Bu saydıklarımın dışında yürüme mesafesinde olmayan bir yer var;

  • İlgölü. Özellikle akşam üzeri veya söylediklerine göre hafta sonları tüm Tebriz’lilerin akın ettiği bir yermiş. Belirttiğim vakitlerde gidilirse gayet beğenilecek bir yerdir. Yalnız burası yürüme mesafesinde değildir. Firdevsi’den taksi tutularak gidilebilinir. Biz orada Tebriz’de tanıştığımız oralı iki Azeri gençle gittik. Çok güzel oldu.

İlgölünde sosyolojik bir analiz özelliği taşıyan bir deneme de yaptık (nasıl da abazanlığı bir kenara atıp bilime vurduk işi:))  Bu iki yerli arkadaşın anlattıklarına göre oranın yani tüm İran’ın kızları bir erkeğin sualiyle karşılaştıklarında korkularından afallayıp kalıyorlarmış. biz de bir deneyelim dedik. Ve gelen en havalı üçlüye, usulce yaklaşıp ‘Selam Khanum! Chetor tevanim…’ daha sorumuzu bitirmemiştik kirenkten renge giren kızlar kaçıp uzaklaştılar. Tuhaf… Rejim baskısı mı? Halbuki, kaküllerini örtülerinden dışarı çıkarmalarından anlaşılıyordu ki daha özgür tiplerdi… Galiba tamamen rejim korkusu…

Sonra siyasetten bahsettik bizim elemanlarla. Daha sonra genişçe anlatacağım 3P kuralını anlattılar. kendilerinden bahsettiler; biri sinemacı, diğeri tiyatrocuymuş. Tiyatrocu olanın şair yanı da varmış. O yanından bize anadilinden, Azericeden şiirler okudu. Sonrasında hükümetlerine anadil konusunda eleştrilerde bulundular… Güzeldi orada bulunmak…

Sonraki gün kendimizce şehri keşfetmeye çıktık. İran okullarını merak ettik. Gördüğümüz ilk okulvari binaya attık kendimizi. Okul müdürü ve yanındaki asistan kız ile bizi karşılamak için bekliyorlarmış gibi ilgilendiler. Müdürün anlattığı reklam kokan hareketleri geçip güzel dilberin gözlerinin anlattıklarından bahsetsem daha güzel olur. Orada bulunduğumuz zarfta gözleri çok şey anlattı. Kapalı olan vücudun diğer her biriminin güzelliğinden bahsetti o gözler…

Belki de öylesi daha güzeldir. Gözler yeterlidir. Sevda muhabbeti etmeye. Kalça göğüs sevda türküsünde dikkati dağıtır, belki…

Okul ekonomi ile ilgili bölümlerin olduğu bir okulmuş.

Bu kesmedi bizi. Sonra rastgele değil de alanımla ilgili bir okulu aramaya koyulduk. Çok yerinde bir arayışmış. Harika binalarıyla Mimarlık okulu. (Danışgah-i Hüneri Mimari orijinal ismiyle.) Kesinlikle görmeye değdi. Tatil vaktiymiş okulun.

Okulda tek bir ismi paylaşan iki öğrenci ile tanıştık: Rıza. Rıza; Sünni ve Rıza;Şii. Rıza;Kürt ve Rıza;Azeri. Çok ilginç ve uyumlu bir ikili… Uzun sohbetimizden sonra Sünni Rıza, dışarıdan pek bilinmese de ülkesinin en büyük sorunundan yakındı. İran’da sünni olmaktan, zorluklarından…”Söz gelimi burada Sünni isen üniversitelerde yüksek lisans yapma şansın yok gibidir, mülakatlarda elenirsin.) Kürt olması da cabasıymış Rıza’nın. Galiba bu, iki Rızayı farklı kodlamamız için tek belirleyiciydi.

İran’da Sünni Olmak...

Seyehat planımızdan sapmamak için, fazla vakit kaybetmeden rotamızdaki diğer bir şehir Erdebil için yola koyulduk…

2 -Tebriz

İran yolculuğumuzun devamını görmek için;

Seyahatya: İran Gezi Günlüğü


Omer Dogan

Seyahatya.com sitesi yazarı. Şu an Güney Kore'de yaşıyor.

1 yorum

Yadigar Haciyev · 19 Mayıs 2018 13:18 tarihinde

Azeri degil Azerbaycanlilarin 2 ci baskenti degil 1 ci baskentidir

Cevapla