Birkaç yıl önce gerçekleştirdiğim İran gezi notlarım…
İran’a kara yolu ile Yüksekova (Hakkari)’nin Esendere Sınır Kapısından gitmiştik. Akşam üzeri Yüksekova’da bir taksi tutup sınır kapısına vardık. Ama o vakitler İran’ın Kürt direnişçi örgütüne yaptığı baskınları protesto için sınır kapısını kapatan büyük protestocu topluluğu vardı. Sınıra geçmek için protestocuların müsaade etmesini beklerken güneş battı ve karanlık oldu. Ve giriş çıkışlar kapalıydı. Geri Yüksekova’ya dönmemiz gerekiyordu. Ama biz, tuhaf bir delilikle o büyük topluluğu aşıp gümrük binasına sızma yaptık. Protestocuları taksicimizin verdiği taktikle aştık. Sızma da sayılmaz aslında. Tam olarak arada kaldık. Geri de dönemezdik, kendimizi protestocuların arasına atmış olurduk ki büyük bir provokasyona sebebiyet verirdi. O yüzden bir şekilde gümrük binasında mahzur kalan görevlilerin yanına ulaşıp geceyi onlarla beraber gümrük binasında geçirmek istedik. Ama şimdi düşündüğümde bu çok daha tehlikeli bir davranıştı. Büyük bir yanlış onlamaya sebebiyet verip çatışmanın fitilini ateşleyebilirdi. Ne var ki korkulan olmadı. Pencereden bizi farkeden görevli, halimize inanıp bizi içeri almayı kabul etti. O gece becburen berbat durumdaki Esendere Kapısı’nda kaldık. Bizimle birlikte 5 adet gümrük çalışanı da binada mahzur kalmıştı. O gece o binada bekleme banklarında sızıp kaldık. Sabah olmasına oldu ama o gece bir hayli uzun geçti. Kabuslar falan… Sabaha ancak geçebildik karşı tarafa, arkamızda ilginç ve bir o kadar tehlikeli bir gece bırakarak.
İran tarafına geçtiğimizde. Sorulduk, bilhassa ekmek parası peşinde olan taksiciler tarafından ; ‘Neden kimse gelmiyor?’ (‘Sizin kahrolasıca rejiminizin zülmü yüzünden’ diyoruz içimizden.) ‘Protestocular kapatmış geçiş yok’ şeklinde basit bir cevabımız oluyor.
Sınırın öte tarafında Urmiye şehrine (Türkiye sınırına en yakın, Malatya ayarında bir şehir) gitmek için bekleyen taksicilerden bir miktar paramızı İran riyaline çeviriyoruz. (Aman dikkat! Paranızın tamamını burada bozdurmayın. Ne kadar pazarlık yapsanız da daha düşük bir ücrete bozarlar). Ve taksi tutup Urmiye’ye doğru yol alıyoruz. ( Burada taksi tutmak gerekir başka türlü araç bulunmuyor).
Bu ilk girişte dil problemi yaşamazsınız. Buranın halkı Kürt ve Azerilerden oluşuyor. Kürtleri dahil tamamına yakını Türkçe konuşabiliyor. Taksicimiz de Kürt kökenli, Türkçe(Azerice) konuşabilen bir Urmiyeliydi.
Kürt diyarlarında ki savaş kokusu sınırın öte tarafında da devam ediyordu. Bir farkla; birinde zulüm Türk diliyle, diğerinde Acem diliyle. Birinde Arap alfabesiyle, diğerinde Latin alfabesiyle…
Urmiye Şehri, yarısı Kürt (ki buranın Kürtleri ekseriyetle Sünni mezhebindendir), diğer yarısı Azeri (Azerileinin de tamamına yakını Şii mezhebinden). Azeriler bu şehirde ve ülkenin genelinde dehşet şekilde mezhep baskısı üzerine kurulu olan rejimin en büyük sahipleridir. Şunu da belirtelim ki, ülkedeki dini kurumlar hep Azerilerin elindedir. Bilindiği gibi bu dini kurumlar, cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın da üstündedir.
İşte bu ahval üzere, Urmiye şehrinde Şiiler (Azeriler) ve Sünniler(Kürtler) kendi ayrı cami ve mescidlerine sahipdirler…
Şehirle ilgili söylenecek belki çok şey vardır; mesela son iki yüzyılda burada yaşayan gayri Müslimlerden ve onlara yapılan soykırımlardan bahsedilebilir. Ama şehir günümüzde pek bir ahım şahım(!) durumu yoktur.
Her ne kadar çıkmasak da, dağcıların ilgisini çeker belki (tabi cesaretleri varsa), bu şehrin batı taraflarında Türkiye sınırına yakın yerlerinde çok güzel manzaralı dağlar olduğundan bahsedildi.
Başta planladığımız seyahat rotamızı tam tersine çevirip, bu şehirde daha fazla oyalanmadan Azerilerin payıtahtı Tebrize yol almak istiyoruz.
Urmiye- Tebriz arasını gündüz bir vakitte gitmek lazımdır. Çünkü dünyanın en büyük tuz gölü olan Urmiye Gölü’nün üzerinden geçilecektir. Ama gölün durumu içler acısıdır. Son yıllarda hem su seviyesinin düşmesi ve hem de kirlilik göl için alarm durumu veriyor.
Otobüs ile seyahat ettiğimiz için fazla duramadık buralarda. Ama bu iki şehir arasını taksi ile giderseniz hem gölü daha güzel görmüş olursunuz. Ve hem de gölün öte tarafında çok güze köyler vardır. Oralara da gitme şansınız olur.
Asıl gezimizin başladığı nokta olan Tebriz ile ilgili gezi notlarımız için takip edin;
İran’da uygun otel fiyatlarını buradan karşılaştırabilirsiniz.
Omer Dogan
Latest posts by Omer Dogan (see all)
- Cebu (Filipinler) Seyahat Rehberi - 29 Ocak 2023
- Cami Mimarisinde Kubbe ve Minare Artık Gereksiz mi? - 30 Eylül 2022
- Pandemi Sürecinde Yapılacak En Güzel Aktivite: Dağ Yürüyüşü (Seul’de Dağ Yürüyüşü için En Güzel 4 Rota) - 28 Kasım 2020
- Çocuğunuza Chopsticks ile Yemek Yedirmeniz için 4 Neden. Chopsticksin Faydaları - 25 Eylül 2020
- Endonezya Gezi Notları 2 – Dünyanın En Korkunç Yanardağlarına Sahip Bölge; Toba - 25 Aralık 2018
2 yorum
Faşosavar · 24 Haziran 2023 08:11 tarihinde
Zulüm devam ediyormuş. Kendini nazi dönemi yahudisi saymış. Olmadı 60 lardaki amerikadaki zencilerden saymış. İdeolojik ırkçı mazlum.
Filo · 7 Ağustos 2017 10:02 tarihinde
Arkadaş gezi yazısı değil bildiğin siyasi propaganda yapmışsın